24 Eylül 2012 Pazartesi

KSİLOFON NEDİR?KSİLOFON ÇEŞİTLERİ NELERDİR?


 

 

 

       KSİLOFON



Ksilofon ses çubukları,fırınlanmış,özel bir ağaçtan yapılmıştır.Ezgili vurmalı çalgıdır.

 

KSİLOFON ÇEŞİTLERİ

Soprana Ksilofon

Ağaç tuşların en kalın seslisidir

Tenor-alto Ksilofon

Ksilofonların orta ses katagorisindeki çalgısıdır.













Bas Ksilofon

Ağaç tuşların en ince sesli çalgısıdır.








12 Eylül 2012 Çarşamba

RETT SENDROMU



RETT SENDROMU
Rett sendromu, dünyada çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda, özellikle kız çocuklarında görülen nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu sendromun erkeklerde de görülebileceği bilinmektedir.

Rett sendromlu çocuklar, 6-18 aylık olana kadar normal veya normale yakın bir gelişim gösterirler. Bu süreden sonra çocuk, geçici durgunluk veya gerileme sürecine girer, iletişim kurma becerisini yitirir ve ellerini bir dilek dilermişçesine birbirine kenetler. Hemen ardından stereotipik el hareketleri, yürüyüş bozuklukları ve kafa gelişiminde gözle görülebilir bir yavaşlama ortaya çıkar. Nöbet geçirme, uyanıkken düzensiz soluk alıp verme gibi problemler de karşılaşılabilinir.

Rett Sendromu(RS) hakkında genel bilgileri sıralarsak;

·         Nörolojik bir rahatsızlıktır. Otizm, beyin felci veya spesifik olmayan gelişme bozuklukları gibi teşhisi çok zordur.

·         Dünyadaki çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda rastlanmaktadır.

·         İlk defa 1964 yılında, Dr. Andreas Rett tarafından tanımlanmıştır. Dünya çapında tanınması ise Dr. Bengt Hagberg’in konuyla ilgili İngilizce yayınından sonra gerçekleşmiştir.

·         X kromozomu üzerinde bulunan MECP2 geninin kusurlu olmasından dolayı oluşur.

·         Özellikle kız çocuklarında görülür.


·         6-18 aya kadar bebeğin gelişimi normaldir.

·         Rahatsızlık konuşma yeteneğinin ve el becerilerinin kaybına sebep olur. Baş büyümesinde yavaşlama ve sürekli tekrarlayıcı el hareketleri, el becerilerinin kaybı ve ellerini amaçlı kullanamama meydana gelir. Denge bozukluğu ve yürümede bozulma başlar.

·         Bu el hareketleri; el yıkama, el bükme, eli bir yere hafifçe vurma, el çırpma, eli ağıza götürme gibi şekillerde kendini tekrar eder ve zamanla değişebilir.

·         Nöbet, nefes alma bozuklukları, diş gıcırdatma ve bel kemiğinin S şeklini alması (skolyoz) gibi problemler de ortaya çıkabilir.

·         RS’in bir ailede sadece bir kere ortaya çıkma durumu %99.5’tir.

·         Hastalığa veya komplikasyona karşı alınacak önlemler, çocuğun yetişkin yaşlara kadar hayatta kalmasını sağlar..

OTİZM NEDİR BELİRTİLERİ NELERDİR ÖZELLİKLERİ NELERDİR



 


Otizm üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Otizm ilk belirtilerini bebeklik ya da çocukluk döneminde gösteren, ancak remisyon ya da relaps göstermeden düzenli seyir izleyen bir beyin gelişme bozukluğudur.Bozulmalar beynin çeşitli sitemlerinde olgunlaşma ile ilgili değişikliklerden kaynaklanır.Otizm, yaygın sosyal etkileşim ve iletişim anormallikleri, aşırı kısıtlanmış ilgiler ve oldukça fazla tekrar eden davranışlarla tanımlanan beş yaygın gelişimsel bozukluktan (YGB) biridir; sessiz kalma, zekâ özürlü olma, durmadan el çırpma ya da sallanma gibi ciddi bozukluklar gösteren bireylerden, etkin ama belirgin olarak sıra dışı sosyal yaklaşımlar gösteren, çok dar ilgi odakları olan ve laf ebesi, bilgiçlik taslayan iletişimi olan daha az bozukluk gösteren bireylere kadar çok geniş bir spektrumda kendini gösterir.Bazen IQ eşiklerine , ya da bireyin gündelik hayatında ne kadar desteğe gereksinimi olduğuna göre sendrom düşük, orta ya da yüksek işlevli otizm olarak bölümlere ayrılır ancak ölçütleri belirlenmemiş olan bu bölümlemeler tartışmalıdır.

Özellikleri

Otizm tek bir belirtiden çok,bir dizi belirti ile fark edilir. Ana özellikleri sosyal etkileşim bozuklukları, iletişim bozuklukları, sınırlı ilgi ve yineleyici davranıştır. Atipik yemek yeme gibi diğer özelliklere sıklıkla rastlanır ama tanı koymak için gerekli değildir.Otizmin belirtileri genel popülasyon içinde tek tek görülür ama patolojik şiddette belirtiler ile kişilik özelliklerini birbirinden kesin hatlarla ayıracak kadar yüksek oranda bağdaştırılamaz.

Sosyal bozukluklar çocukluğun erken dönemlerinde belirginleşir ve erişkinliğe doğru devam eder. Otistik bebekler sosyal uyaranlara daha az dikkat eder, başkalarına çok daha az bakar ve gülümser ve kendi adlarına çok az tepki verir. Otistik çocukların daha çarpıcı normal dışı sosyal davranışları da vardır; örneğin çok az göz teması kurar, ileriyi düşünen tavırlar gösterir ve başka bir kişinin eli ile oynayarak iletişim kurmaya çalışırlar.Üç ile beş yaş arasındaki otistik çocuklar başkalarına aniden yaklaşmak, duygulara karşılık vermek ve taklit etmek, konuşmadan iletişim kurmak, ya da sıra ile bir şeyler yapmak gibi sosyal kavrayışları daha az sergilerler. Ancak, kendilerine bakan kişi ile bağ kurarlar.Normalden biraz daha az güvenli bağlılık gösterirler ama bu özellik zekâ gelişimi daha fazla olan ya da daha az şiddetli OSB’si olan çocuklarda görülmez. OSB’si olan daha büyük çocuklar ve erişkinler yüz ifadesi ve duygu tanıma testlerinde daha kötü sonuçlar alır.

Yaygın inanışın aksine otistik çocuklar yalnız kalmayı tercih etmez. Otizmi olanlar için arkadaşlık kurmak ve sürdürmek zor olmaktadır. Ne kadar yalnız olduklarını, arkadaşlarının sayısı değil, arkadaşlıklarının kalitesi belirler.

İletişim

Otizmi olanların üçte biri ile yarısı arasında bir kısmı gündelik iletişim gereksinimlerini karşılayacak kadar doğal konuşma becerisi geliştiremez.İletişimdeki farklılıklar bir yaşından itibaren gözlemlenebilir. Bu farklılıklar, konuşmaya başlamadan önce anlamsız sesler çıkarmaya başlama döneminin gecikmesi, sıradışı el hareketleri, azalan heveslilik ve bakıcının sesine, senkronize olmayan tepkiler olarak sayılabilir. İki ve üç yaşından sonra otistik çocukların daha seyrek ve daha az farklı anlamsız sesler çıkardığı, sözcükler ve sözcük grupları söylediği, el hareketlerinin sözlerle daha az bağlantılı olduğu gözlemlenir. Otistik çocuklar daha az istekte bulunur ya da deneyimlerini paylaşır, çoğunlukla başkalarının sözlerini tekrar ederler (ekolali) ya da kişi zamirlerini karıştırırlar. İşlevsel bir konuşma için birleşik dikkat gerekli gibidir. Birleşik dikkat eksiklikleri OSB’li çocukların farkedilmesini sağlayabilir:örneğin, işaret edilen nesne yerine işaret eden ele bakabilirler,ve sürekli olarak yaşlarına uygun olarak deneyimleri hakkında "yorum yapmayı" ya da "paylaşmayı" başaramazlar.Otistik çocuklar hayalgücüne dayalı oyunlarda ve sembolleri dile çevirmede zorlanabilir.
Birkaç çalışmada yüksek işlevli otistik 8-15 yaşındaki çocuklar kelime bilgisi ve heceleme gibi temel dil görevlerinde kişisel olarak eşleştirildikleri kontrol denekleri ile aynı performansı göstermiş, erişkinler ise daha iyi sonuç almıştır. Her iki otistik grubu da, mecazi anlatım, anlama ve sonuç çıkarma gibi karmaşık dil görevlerinde kontrol gruplarına göre daha kötü sonuçlar almıştır. Genellikle insanlar başlangıçta temel dil yetilerine göre ölçüldüğü için bu araştırmalar otistik bireylerle konuşan kişilerin çoğunlukla karşılarındakinin anlayabileceğinden fazla şey anlayacağını düşünebileceklerini göstermektedir

GLOBAL İNSANLAR-ANALİTİK İNSANLAR



GLOBAL İNSANLAR

Bu öğrenciler resmin genelini görür,ayrıntılarına pek dikkat etmez.Başkalarının duygularına duyarlıdırlar, esnektirler, akıntı ile giderler.Tartışma ve başkalarıyla birlikte çalışma ile öğrenirler, güdülenme ve destek ararlar, bütün eleştirilere açıktırlar.Bireysel yarışmadan kaçınırlar, çatışmadan kaçınırlar, işlem adımlarını ve ayrıntıları atlayabilirler.

ANALİTİK İNSANLAR

Bu öğrenciler ayrıntıya yönelmişlerdir ve çok özel ayrıntılara bile dikkat ederler.‘Ayrıntılar, odaklanma, örgütleme,özellikleri hatırlama, adalet duygusu,tarafsızlık, bireysel yarışma, bir zamanda bir iş yapma’ onları tanımlar.Her şeyi adım-adım şekilde sıraya koyar, ayrıntılara dikkat eder, ne beklediğini bilir.Bir şey yapmanın amacını anlamadan, nasıl değerlendirildiğini bilmeden, işlem   basamaklarını bilmeden iş yapmaktan rahatsız olurlar.

ÇOCUK VE KİTAP



 
 
ÇOCUK VE KİTAP



Çocuklukta, özellikle de okul öncesi dönemde, insanın ömür boyu sürdüreceği temel kişiliğinin ve alışkanlıklarının oluştuğu bilinmektedirİlk eğitimine ailede başlayan çocuk, çevresiyle etkileşimde bulunarak öğrenir ve eğitilir. Çocuğun çevresiyle olumlu etkileşimi, öğrenim ve eğitimi hızlandırır. “Kitap insanların çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerindeki zihinsel ve ruhsal gelişimini etkileyen önemli faktörlerden birisidir”.Bugün, okuma alışkanlığının iyi çocuk kitaplarıyla kazanılacağı, çocuk yaşlarda kitaplarla yapılan olumlu tanışmanın ileriki yaşlara da yansıyacağı herkesin kabul ettiği bir gerçektir.Çocuk yayınlarının temel amacı; kitap sevgisi ve okuma alışkanlığı kazandırmak olmalıdır. Çocuk ve kitap ilişkisinin okuma yazmayı öğrenmekle başlamadığı, çocuğun kitapla ilk tanıştığı dönemin 0-6 yaş arası olduğu bilinmektedir.“Okuyan toplumun temelleri; küçük yaşlarda tutku haline gelmiş olan resimli çocuk kitaplarını okuma ile sağlamlaştırılabilir”.

Çocuk kitapları, çocukların, bazı özelliklerinin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bu özellikler şu şekilde sıralanmıştır;

Fiziksel gelişim: Çocuklar, çocuk kitapları sayesinde kendi fiziksel özelliklerini tanıma ve keşfetme fırsatını yakalarlar.

Zihinsel gelişim: Çocuk kitabı, çocuğa çeşitli bilgiler vererek, zihinsel gelişimine katkıda bulunur.

Dil gelişimi: Çocuk kitabı çocuğa, kendisinin veya başkasının okuması yoluyla dilinin gelişmesine yardımcı olur.

Duygusal gelişim, kişilik gelişimi, ahlaki gelişim, ruhsal gelişim ve sosyal gelişim: Çocuk kitabında yer alan konu, olaylar, karakterler, duygular ve bunların özellikleri, kitabın verdiği mesaj ve bu mesajın etkileri çocuğun duygusal, ahlaki, ruhsal, sosyal ve kişilik açısından gelişimine katkıda bulunur.

Çocuk kitaplarının, çocukların hangi ruhsal ihtiyaçlarını karşıladığı şu şekilde sıralanmıştır;

- Başarma ihtiyacı
- Bilgi ihtiyacı
- Bir yere veya bir şeye ait olma ihtiyacı
- Değişme ihtiyacı
Kitabın çocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde önemli bir uyaran olduğu, çocuklara küçük yaşlardan itibaren iyi ve nitelikli kitap okuma ve anlatmanın onların deneyimlerini genişlettiği, kelime bilgilerini artırdığı ve dile karşı hassasiyetlerini geliştirdiği bilinmektedirÇocuğun kitapla karşılaşması, hem duyarak öğrendiği sözcükleri görerek tanımasını, hem de duymadığı sözcükleri görerek öğrenmesini sağlar. Bu şekilde çocuk, duyduklarıyla gördükleri arasında kurduğu ilişkilerle düşünmeyi öğrenirSöyleyiş ilkelerine uygun olarak okunan metinlerin çocuklar tarafından dinlenilmesi, onlara, ses ve sözcüklerin doğru boğumlandırılmasına yönelik bir deneyim kazandırır; çocukların, dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini geliştirir; çocukların dil bilinci ve duyarlığı kazanmasına yardımcı olur.Resimli kitap ve dergiler okul öncesi dönemde dil gelişimini desteklediği gibi, çocuğun kendisini tanımasına, kendini bulmasına olanak sağlar, toplumsallaşmasına yardımcı olur; yalnızlığı, kimsesizliği azaltır, sanatsal ve kültürel deneyimler kazandırır.Erken dönemde uygun yapıtlar çocukları mutlaka olumlu yönde etkileyecektir.
“Okul öncesi dönemde kitapla ilgili deneyimler, çocukların daha sonraki yıllarda okumayı öğrenmeye karşı duygu ve tutumlarını oluşturmada ilk adımlardır”. Bu nedenle okul öncesi dönemin ve resimli kitapların önemi dikkatlerden kaçmamalıdır.Resimli kitaplar, çocuğun belleğinde kavramların imgelerini oluşturur; kavramların görsel imgeleriyle çocuğun belleğine yerleşmesine olanak sağlar; çocukların duyu algılarını geliştirir; kavramsal gelişimini destekler; somut ve soyut kavramları öğrenmelerini kolaylaştırır; nesneleri sınıflandırma, gruplandırma; kavram oluşturma, anımsama, dikkat etme, düşünme gibi bilişsel süreçlerini işletir.
 
 
 
Bir diğer ifadeyle, resimli kitaplar; çocuğun kavram, sözcük bilgisi, gramer, anlama, dinleme, sorulara cevap verebilme, öykü zincirini kurabilme, bellek, sıralı cümle üretebilme, dili kullanabilme, çözümleme yeteneğini arttırır, dilin zenginliğinin farkına vardırır, kitap ve okuma zevki uyandırır, denilebilir.
Ayrıca resimli kitapların, çocuğun sanat eğitimine ve görsel algısına katkısı da unutulmamalıdır. Kitaplardaki resimler kendine has biçim ve biçemleriyle çocuğu kavrayacak, heyecanlandıracak, çocuğun düşünmesine ve yeni sorular üretmesine yardımcı olacaktır.Kitaplar, günlük yaşamda karşılıklı konuşmanın (çocuk-yetişkin) önemli bir bölümünü oluştururlar. Toplumun değer sistemi ile birlikte, günlük ilişkilerdeki problem çözme stratejilerini de yansıtırlar.Kitaplar, karşılıklı konuşmanın oluşturulmasında etken olduklarından, okunan kitabın anlaşılmasındaki güçlükler, yetişkinlerin çocuklar için daha iyi eğitimsel stratejiler yaratmasına yol açar.

11 Eylül 2012 Salı

METALOFON NEDİR? METALOFON ÇEŞİTLERİ NELERDİR?



 
 
        METALOFON
 



Metalofon, ses çubukları özel, alışımlı bir metalden yapılmıştır.Metalofon ezgili vurmalı çalgıdır.
METALOFON ÇEŞİTLERİ
Picolo Metalofon
Soprana Metalofon
Tenor Metalofon
 
Bas Metalofon
 
 

6 Eylül 2012 Perşembe

ÖĞRENME-KINESTETIK









KINESTETIK


Yapılanı hatırlarlar.
Dokunma ve hareket önemlidir.
Oyunlara bayılırlar.
Dokunarak anlam çıkarmaya çalışırlar.
Rahat giyinmeyi severler.
Hissettiklerinden konuşmayı severler.
Dans etmeyi, koşmayı, yüzmeyi severler
Laboratuar ortamlarında çok başarılıdırlar.


Konuşulanları ve görüleni hatırlamakta zorlanırlar.
Okumakta zorlanırlar.


Okumakta zorlanırlar.

Yazım hatası yaparlar.
Okumayı sevmezler.
Vücutları ile karşılık verirler.
(atarlar, iterler, vururlar)
Farkında olmadan insanlara dokunmaya
yatkındırlar.
Dağınıklardır.

Kinestetik

Güçlü Yanları:Yapılanı hatırlarlarDokunma ve hareket önemlidirOyunlara bayılırlar. Ya eğlendirmelidirler ya da eğlenmelidirler.Taklit ederek ve deneyerek öğrenirler.

Dokunarak anlam çıkarmaya çalışırlar.Rahat giyinmeyi severler.Hissettiklerinden konuşmayıseverler.Sportif olmaya müsaittirlerHareket içeren etkinlikleri severler:dans etmeyi,koşmayı, yüzmeyi, yemeyi, yemek pişirmeyi, gezmeyi.Laboratuar ortamlarında çok başarılıdırlar.

Zayıf Yanları:Konuşulanı veya görüleni hatırlamakta zorlanırlar.Okumakta zorlanmışlardır veya zorlanmaktadırlar.Çok iyi işitemeyebilirler. Ya da işittiklerinden anlam çıkarmakta zorlanırlar.Sık sık yazım hatası yaparlar.Okumayı sevmezler.Bulundukları ortamın durumuna önem vermeden hareket ederler
Vücutlarıile karşılık verirler (atarlar,iterler,vururlar).Kendi sitilinde sunulmazsa, bilgiyi algılamakta yavaş kalırlar.Farkında olmadan insanlara dokunmaya yatkındırlar (özellikle konuşurken)
Uzmanlara göre her 30 kişiden 22’si bu üç özelliğin 2’sini, bazen 3’ünü de taşımaktadır. Neredeyse toplumun üçte ikisi 3 öğrenme stilini de taşımaktadır ve yaşamlarında pek sorun olmamaktadır. Fakat üçte biri değişik oranlarda olmak üzere ama ağırlıklı olarak görsel, işitsel ve kinestetik özelliklerden sadece birini, diğer iki özelliğe göre çok daha belirgin olarak taşımakta, ve bunlar, okulda öğrenme ve uyum konusunda sıkıntıya girmektedir.
 




Öğrenme Stili: Kinestetik
 

Öğrenme Stili: Kinestetik

Algılama Yolu:Yaşadıklarını hatırlar.

Oynayabildiklerini ve prova yapabildiklerini takip eder.

Fiziksel etkinlikler içerisinde öğrenir.


En iyi Eğlenme/öğrenme: Yer oyuncakları oynayarak,Eşyaları yapıp bozarak,Model inşa ederek,Deney kurarak,Rol oynayarak,Şeklini alarak,Hoplayarak,Koşarak…

 


 


ÖĞRENME-GÖRSELLER



 
 
 
GÖRSELLER
 
 
-- Gördüklerini ve okuduklarını hatırlarlar.
-- Net ve güçlü görüntülerle renkleri kullanırlar. Bundan zevk alırlar, düşünür ve öğrenirler.
-- Resimlerle ve sözcüklerle
düşünmeye yatkındırlar.
-- Kitap kurdu olmaya müsaitler.
-- Yüzleri iyi hatırlarlar.
-- Liste yapmayı severler.
-- Planlı ve programlı olurlar.

-- İşittiklerini uzun müddet
bellekte tutamazlar.
-- Ders anlatırken not alamazlar.
-- Yazılı olmayan bilgiyi algılayamayabilirler.
-- Karmaşık ve karışık ortamlarda huzursuz olurlar.
-- İsimleri hatırlamakta zorlanırlar.
-- Dağınıklığa ve düzensizliğe tahammülsüzdürler.
Öğrenme Stili: Görsel
Algılama Yolu: Gördüğünü hatırlar.Metin ve çizimleri takip eder.İnsanları, eşyaları, resimleri gözlem yoluyla tanır/kavrar.ördüğünü h
En iyi Eğlenme / öğrenme: Bilgisayar grafiklerini.
Görsel yap bozları haritaları, posterleri, grafikleri, şemaları, karikatürleri, ilan panolarını inceleyerek ve çizerek
En iyi okumayı öğrenme:Sessiz okuma
Resimli romanlarYazılı posterler.
 
Güçlü Yanları:Gördüklerini ve okuduklarını hatırlarlar.Net ve güçlü görüntülerle renkleri kullanırlar ve bundan zevk alırlar, düşünür ve öğrenirler.Resimlerle veya sözcüklerle düşünmeye yatkındırlar.Okumaya düşkündürler (kitap kurdu olmaya müsaittirler.)Yüzleri iyi hatırlarlar.Raporların veya bir olayın anlatılmasındansa, yazılı olarak verilmesini tercih ederler.Bir şeylerin görüntüsüne veya konumuna duyarlıdırlar.Liste yapmayı severler.Planlı ve programlı olurlar.
 
Zayıf Yanları:İşittiklerini uzun süre bellekte tutamazlar.
Ders anlatırken not alamazlarsa huzursuz olurlar.Yazılı olmayan bilgiyi algılayamayabilirler.Derslerin laboratuarda işlenmesinden huzursuz olabilirler.Karmaşık ve karışık ortamlarda huzursuz olurlar.İsimleri hatırlamakta zorlanırlar.Görsel materyallere dayanmayan uzun anlatımlara tahammül edemeyebilirler.Dağınıklığa ve düzensizliğe tahammülsüzlerdir.Plansızlığa, programsızlığa tahammül edemeyebilirler.

ÖĞRENME-İŞİTSEL



 
 
İŞİTSELLER
-- İşittiklerini hatırlarlar.
-- Yazarken konuşurlar.
-- Uzun anlatımlarda bile anlatılanların
içerisinde kaybolmazlar.
-- Müzik hatırlamalarını kolaylaştırır.
-- Pek çok kişi için bir anlam ifade etmeyen ses, ritim, melodi onların pek çok şeyi hatırlamalarını sağlar

-- Gürültüden rahatsız olurlar.
-- Resimler ve resimli anlatımlardan rahatsız
olurlar.
-- Dersin ahenkli ve melodik bir ses ile
anlatılmasını isterler.
-- Okumaktansa dinlemeyi tercih ederler
-- İsimleri hatırlarlar.
--Yüzleri hatırlamakta zorlanırlar

Öğrenme Stili ::İşitsel

Algılama Yolu: İşittiklerini hatırlar.Sözel ifadeleri takip eder.Dinleyerek ve konuşarak öğrenir.

En iyi Eğlenme/öğrenme: Konuşarak,Mülakat yaparak,Panele katılarak,Soru sorarak ve cevap

vererek ,Sözlü rapor vererek

En iyi okumayı öğrenme: Seslendirme,Yüksek sesle okuma,Masal ve kitap kasetlerini dinleme,Olay ve öyküler hakkında sohbet etme

 

ÖĞRENME



ış
 
 
 
         ÖĞRENME

Öğrenmenin parmak izi kadar kişiye özgü bir olgu olduğunu, Herkesin  öğrenme  tür, hız  ve kapasitesinin  farklı  olduğunu, Uygun  öğrenme  olanağı  sağlandığında öğrenemeyecek bir  şey olmadığını ortaya koymaktadır.

ÖĞRENME STİLLERİ

“Her insan farklı bir dünyadır.”

“Öğrenme stillerimiz doğuştan var olan karakteristik özelliğimizdir.”

 
Öğrenme Stilleri ve Zeka:
Öğrenme stilleri ile zeka arasında bir bağlantı yoktur.Çoğunlukla biri ağırlıklı

olmak üzere her üç öğrenme stiline de sahip olabiliriz.Görseller görüntü,
işitseller ses, kinestetikler de kas belleği kullanırlar.
Çocuklar öğrenme kapasitelerinde farklı oldukları gibi, öğrenme türlerinde de farklılıklar gösterirler.Bir öğretim yöntemi bazı öğrenciler için etkiliyken .Bazıları için etkili olmayabilir.

İnsanlar genellikle üç yoldan bilgi edinirler:

1.GÖRSEL: Görerek ve okuyarak öğrenmeyi tercih edenler. Kendi kendine okuyarak öğrenirler, grafik ve haritaları tercih ederler.

2. İŞİTSEL: İşiterek, dinleyerek ve tartışarak öğrenmeyi tercih ederler.

3. KİNESTETİK/DOKUNSAL: Öğrenecekleri şeylerle fiziksel temas kurarak, yaparak öğrenirler. (Gezme, dramatize etme)

ÇOKLU ZEKA-DOĞACI,VAROLUŞÇU ZEKA



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
DOĞACI ZEKA
 
 
 


Doğacı Düşünen/Öğrenen

Özellikleri:

Araştırme, inceleme; gezi – gözlem

Hayvanlara ilgi.

Toprakla oynama

Bitki yetiştirme.

Çevre bilinci .

Mevsim ve iklim olaylarına ilgi

Keşfetme.

Doğa ile ilgili koleksiyonu vardır

Konuşmasında  bol bol doğal hayattan örnekler vardır  

Araştırarak, inceleyerek, gözlem yaparak öğrenir.

Sınıfın meteoroloji uzmanıdır.

Okulun bahçesindeki kedilerin sorumlusudur.
DOĞACI,VAROLUŞÇU ZEKA


Doğadaki tüm canlıları tanıma,araştırma,farklı canlı türleri , çiçek, hayvan türleri onlar için çok çekicidir.Kendilerine özgü etkinlikler düzenlerler,araştırma yapmayı severler.Doğadaki canlı cansız varlıkları incelemekten hoşlanırlar.

ÖĞRENME YOLLARI:

Doğayı doğada olup bitenleri gözlemleme,belgesel izleme ,seyahat etme yoluyla öğrenirler.

MESLEKLER:

Zooloji,botanik,kimya,biyoloji,meteoroloji,arkeoloji,tıp,dağcılık,izcilik,tarih,seyahat…gibi meslek alanları…

Darwin,G.Mendel,İbn-i Sina,

Evliya Çelebi,Hippokrat
 

Çocuk Gelişimi Copyright © 2009 Flower Garden Ipietoon tarafından Tadpole's Notez i�in dizayn edildi. Çiçek resmi: Dapino Türkçe Tam Bir Blog