SAVUNUCUİLETİŞİM
Savunucu İletişim ve Nedenleri
İnsanın günlük
yaşantısında karşılaştığı bazı olaylar ve durumlar kendisini korumasını
gerektirebilir. Böyle durumlarla karşılaşan kişi kendisini korumak için
savunucu bir iletişim içine girer. Çünkü karşısında, kendi benliğine saygı
göstermeyen, kendisini savunamaz ise onu ezecek saldırgan kişi ya da kişiler
vardır. Bu durumda kişi bütün gücü ile kendisini savunmaya çalışır.
Örneğin; anne
çocuğuna « Okul çıkışı eve gecikeceğini haber verseydin, seni merak etmezdim.»
dediği zaman, çocuk gecikeceğini haber vermediği için kendisini suçlu
hissediyorsa, savunucu bir tutum içinde «Bunda merak edecek ne var? Arkadaşımla
biraz dolaştık. Hem ben senin bu kadar merak edeceğini nereden bileyim?»
şeklinde bir cevap verir.
Eğer çocuk kendisini
suçlu hissetmiyor ise kendisini savunma ihtiyacı hissetmeyecek ve « Anneciğim
senin merak edeceğini hiç düşünmedim. Bilseydim okul çıkışı telefon edip
gecikeceğimi bildirirdim. Bundan sonra gecikecek olursam haber veririm.»
diyecektir.
Çocuğun geç geldiğini
haber vermediği için kendisini suçlu hissetmesi ya da hissetmemesi benlik
anlayışından kaynaklanır. İnsanda, görünen benlik ve ideal benlik olmak üzere
iki düzeyde benlik anlayışının varlığından söz edilir.
Kişiler
saldırganlıklarını jestleri, mimikleri, ses tonları ya da sözleri ile
belirtirler. Sert ve sinirli jest ve mimikler ile kesin konuşma biçimi çocukta
rahatsızlık yaratarak savunucu bir tutum içine girmesine neden olabilir. Oysa
mimiklerin, ses tonunun yumuşak ve etkili bir biçimde kullanılması
vurgulamaların uygun yerlerde yapılması ve cümlelerin suçlayıcı, yargılayıcı
olmaması çocuğu rahatlatarak savunucu bir tutum içine girmesini engeller.
Çocuğun kabul edilemez davranışları karşısında birçok anne-baba:
-
Çiçekleri koparırsan bende senin ellerini koparırım
-
Vazoyu kırarsan bende senin kafanı kırarım
Tehditlerini sıklıkla kullanmaktadırlar.
Tehdit çocuğa önemsenmediği, değer verilmediği, istek ve ihtiyaçlarına
saygı duyulmadığı mesajını iletir. Çocuğun korkmasına ve boyun eğmesine neden
olur.
Zamanla tehditlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmek ister.
Tehditlerin gerçekleşmeyeceğini anlayınca kendisine yapılan hiçbir tehdidi
dikkate almamaya, yasaklanan davranışları özellikle yapmaya başlar.
Savunuculuğun İletişim Sakıncaları
Savunuculuk, kişinin benliğini koruma ihtiyacından kaynaklanır. Savunucu
durumda olan kişi, zihin gücünü kendisini savunmaya, karşısındaki kişiye nasıl
karşı koyacağına harcar. Böylece aralarındaki iletişim kısa bir süre içinde bir
güç ve benlik savaşına dönüşür. Amaç sorun çözmek değil, kavgadan galip
çıkmaktır.
İletişimde savunuculuk arttıkça sorunun çözümlenmesi önemini yitirir.
Savunucu iletişimin temelinde yargılayıcı, denetlemeye yönelik ve aldırmaz,
umursamaz tutumla iletişim mevcuttur.
Savunucu İletişimin Temelinde Yatan Tutumlar
Yargılayıcı tutum içinde olan
kişi karşısındaki kişinin düşüncelerini ya da davranışlarını belirli bir yönde
değerlendirir.
-İlginç bir fikir
-Sen zaten hep kolaya kaçarsın
Çocuk: Anneciğim bugün matematik sınavından düşük aldım
Anne: Senden zaten iyi bir şey beklenemez, ne zaman iyi not aldın ki?
Çocuk: Öğretmen çok zor sorular sordu, ben ne yapabilirim?
Anne: Derste anlattıklarını iyi dinleseydin almazdın, suçu öğretmene atamazsın.
Çocuk: Senle zaten bir şey konuşulmaz…
Yukarıdaki örnekte annenin yargılayıcı tutumu çocuğun savunucu bir tutum
geliştirmesine yol açmıştır.
Denetlemeye Yönelik Tutum
Denetlemeye yönelik tutumla
iletişimde konuşan kişinin temel amacı, dinleyen kişiyi denetlemek, belli bir
yöne çekmek ya da fikrini değiştirmeye çalışmaktır. Bu amacın dinleyen kişi
tarafından hissedilmesi, onun savunuculuğunu artırır. Çünkü konuşan kişi
denetlemeye yönelik tutumu ile, dinleyen kişiye gizli ya da açık bir biçimde
«bilgisiz, beceriksiz, kendi başına karar vermekten aciz» mesajlarını ifade
eder.
Denetlemeye yönelik tutumla mesaj göndermek, mantıksal olarak anne-baba ve
öğretmenler tarafından doğru bir tutum gibi görülür. Denetlemeye yönelik
tutumla iletişimlerinde çocuklarına tehdit edici, aşağılayıcı mesajlar
gönderirler. Kendi istedikleri gibi davranmadıkları zaman genellikle
sevgilerini esirgerler.
Aldırmaz, Umursamaz Tutum
İki kişi konuşurken biri « Aldırma, boş ver.», « Kendine dert etme.» , «
Takma kafana, üzülme düzelir.» gibi sözlerle karşısındaki kişinin söylediği
söze aldırmaz, umursamaz bir tutum içinde olursa karşısındaki kişide doğal
olarak savunucu tepkiler oluşur. Bu tutumda temel olarak verilen mesaj,
karşıdaki kişinin duygu, düşünce ve davranışlarına kayıtsız kalmaktır. Çocuğu
hayatın güçlükleri ile savaşmak yerine, ondan kaçmaya yöneltir.
Anne: Ya öyle mi? Sen de söylersin.
Çocuk: Ama anne ben heyecanlanırım.
Anne: Ne varmış heyecanlanacak?
Çocuk: Ya heyecandan şarkıyı unutursam?
Anne: Boş ver unutmazsın, takma kafana, iyice ezberle.
Çocuk: İyice ezberlerim ama heyecanlanırsam unutur, rezil olurum.
Anne: İlkokulda müsamerede ben de okuyacağım şiiri unutmuştum, aldırma.
Çocuk: Anne sen beni anlamıyorsun…
1 yorum:
Kaynak nerde
Yorum Gönder